Kırgın bir çocuktum küçükken ben. Kırıla kırıla büyüttüm yüreğimi. Bugünlere gelene dek ne çok biriktirdim içimde onca acıyı,gözyaşını,yakarışları.. İnsanların ne kadar kötü olabileceklerini en yakınlarımdan öğrendim böylelikle aynı zamanda en çok üzenin en çok sevdiklerin olduğunu da anlamış oldum..
Hayat hep sürprizlerle doluydu insanlar için. Benim sürprizlerimse tokat gibi indi ömrüme birer birer. Ardıma baktığımda özlem duyduğum hiç bir şeyin olmayışı ne acıydı. Asıl acı olan, ufacık bedenimde yaşadığım, ne kadar istesem de zihnimden silemediğim hatta her hatırladığımda yeniden hissettiğim kabuk bağlamayan yaralarımdı.
Acılarımı anlatmıyordum insanlara, anlamayacaklarını biliyordum. Anlasalar bile hissedemeyeceklerini ve anlattıkça kanayacağını yaralarımın..
Sonra kanayan yerlerden vuracaklarını ve gideceklerini bir gün.. Sana kıyamam diyenlerin acıma acı ekleyeceğini, her kırılmışlıkla biraz daha tükeneceğimi , inandığım tutunduğum ne varsa kaybedeceğimi , beni ben olduğum için kimsenin sevemeyeceğini.. hepsini biliyordum.
Çünkü yetemezsin insanlara imkansız bu, hep daha çok daha fazla isterler. Ve giderken vicdanlarının sesini duymamak için seni suçlarken o kadar yüksek sesle, o kadar çok cümle kurarlar ki haklı olurlar üstüne bir de gittikleri için.
O yüzden ben en çok kaybolmayı sevdim.Çekip çekip gitmeyi..Ait hissetmediğim her yerden ve herkesten.. Ulaşılmaz olmak değildi niyetim ben sadece anlaşılabilmek istedim. Beni anlamak için çabası, kazanmak için gayreti olmayan insanlardan kendimi çektim. Yeterince kırılmış ve üzülmüş bir insandım ama kendimle mutlu olmayı biliyordum. Yalancı insanların verecekleri yalancı mutluluklarla mutlu olamazdım kendimi tanıyordum.Yanımda durmak istemeyene bu yüzden kapıları ardına kadar kendim açıyordum..
İnsanlardan çok şiirlere, romanlara ve şarkılara sığınıyordum. Şiir okumak yakışıyordu bana, ben şiir okurken şiir oluyordum ve anlaşılmak gibi bir kaygım da olmuyordu çünkü bir şiiri herkes kendince yorumlar , kendince anlamlar çıkarabilirdi. Bu yüzden ~ Şiir kokan kadınları şiirden anlayabilen adamlar sevmeliydi. ~
En çok şiir kokmalıydı bir kadın, mısra mısra dize dize tütmeliydi kelimeler gözlerinden. Gözlerden anlamayana kelimeler de yetersiz kalırdı çünkü biliyordum bu gerçeği. Kendini üzen kim varsa silip süpürmeliydi bir kadın kalbinden ve sadece kıymet bilene vermeliydi en değerli varlığını ~ Şiir Kokusunu ~.
O yüzden en çok saklanmak yakışmıştı bana.Ne sözden ne de gözlerden anlayabilen, kadir kıymet bilmez insanlardan.. Hayatın çirkinliğinden saklanabildiğim kadar özgürdüm çünkü, böyle insanlardan vazgeçebildiğim kadar kendimdeydim, bendim ve hala şiir kokuyordum mısra mısra..
O yüzden beni kırarken, beni severken, gözlerimde anlam ararken, bir kez daha düşün.. Bavulumu toplayıp çekip gitmeye alışmışım ben daha fazla kırgınlığa yüreğimde yer veremem..
Aylin~
Sende Paylaş: Facebook Tweet Pinterest Google+
Kırık kalplerin hikayesi kısa olur. Ne oldu derler Hiç dersin biter. Yüreğine sağlık.